14 Nisan 2016 Perşembe

Hayırseverliğin Yeni Gündemi - Rekabet Üzerine, 12 / Michael Porter / 2008


Michael E. Porter, Mark R. Kramer, Kasım 1999

Hayır Kurumları ABD de her sene 330 milyar doları aşkın malvarlıklarıyla çeşitli amaçlar için 20 milyar dolardan fazla katkıda bulunuyor. Toplum bu faaliyetin meyvelerini toplayabiliyor mu?

Vakıflar için de performans ölçümü gerekir ama Vakıflar bunun hayırseverlik misyonlarıyla hiçbir ilgisi olmadığını düşünür. Vakıf sayı ve kaynaklarındaki artışa rağmen toplum sorunlarının çözümünde kullanılabilecek kaynaklar her zamankinden daha kıttır.

Bir bağışçı sosyal bir kuruma para verdiğinde, tüm para toplumsal fayda yaratma çalışmalarına gider. Bir bağışçı bir vakfa para verdiğinde, bağışın büyük bölümü bir kenarda durur. Ortalamada, vakıflar her sene varlıklarının sadece %5,5 kadarını (yasal asgari sınır %5) hayır işlerine bağışlar, bakiyesi toplumsal değil, finansal getiriler yaratmaya ayrılır.

Hayır kurumuna 100 USD verdiğinizde ülke 40 USD vergi geliri kaybeder ama topluma 100 USD değerinde hizmet edilir, 40 USD ın getirisi 100 USD olur, %250!. Oysaki aynı 100 USD vakfa verildiğinde ülke yine 40 USD vergi geliri kaybeder ama topluma katkı sadece 5,5 USD olur, getirisi %14!!! Ülke olarak ertelenen sosyal faydalar için peşinen para ödüyoruz. Vakıflar varlıklarının değer artışı üzerinden vergi vermedikleri için vergi kaybı daha da büyüktür. Üstelik vakıfların her sene 2-3 milyar dolarlık idari maliyetleri vardır. Başvuranlar için ağır prosedürler de kullanımı zorlaştırır.

Vakıflar ancak faaliyetleri, bağışların satın alma gücünü aşan toplumsal faydalar ürettiğinde değer yaratır. Bu 4 şekilde başarılabilir:
  • En iyi alıcıları seçmek: En düşük maliyetli veya en acil veya en göz ardı edilmiş sorunlarla ilgilenen örgütler finanse edilerek, kaynakların sosyal sektörde en verimli kullanımı sağlanır. Etkisine 1 birim diyelim.
  • Diğer fon sağlayıcıların dikkatini çekmek: Daha büyük bir hayırseverlik kaynağı havuzu yaratılır, daha yüksek getiri sağlanır. Vakıfların genel "bağımsızlık" kültürü bu tür işbirliklerini zorlaştırır. Etkisi 3-5 birim olacaktır.
  • Bağış alıcıların performansını geliştirmek: Böylece verilen kaynağın etkin kullanımı sağlanır. Başka kaynaklardan gelen bağışların da etkinliği dolaylı olarak artmış olur. Bağış alıcıları geliştirmek topluma fayda sağlamaktır. Etkisi 50-100 birim olacaktır.
  • Bilgi ve uygulama durumunu geliştirmek: Araştırma ve toplumsal sorunların çözümünde daha etkin yollar üretecek projelerin sistematik gelişimi için kaynak sağlayarak, maksimum değer yaratılabilir. Etkisi 1000 birimden fazla olacaktır.
Vakıfların işi, piyasalarda rekabet etmek yerine, kıt hayırseverlik kaynaklarını maksimum potansiyelinde kullanarak topluma katkıda bulunmaktır. Bir vakıf daha az parayla eşdeğer bir toplumsal fayda sağladığında veya makul maliyete daha büyük toplumsal fayda sağladığında değer yaratır.
  • Hedef, seçilen bir alanda üstün performans göstermektir: Bir vakıf kendi başarısını, fon sağladığı örgütlerin performanslarıyla da ölçmelidir. Önce "ölçmek gerektiği" kabullenilmelidir, sonra da "sonuçları iyileştirmek" gerekir. 
  • Strateji özgün bir konumlama seçmeye dayanır: Herkesi memnun etmek mümkün değildir. Vakıf, nerede ve nasıl etki yaratabileceğini bilmelidir.
  • Strateji özgün faaliyetlere dayanır: Vakfın seçim süreci; bağışlarının boyutu, karışımı ve süresi; personelin ve yönetim kurulunun oluşumu ve rolleri; bağış alıcılara sağladığı parasal olmayan destek türleri ve değerlendirme ile raporlama prosedürleri gibi tüm büyük faaliyetlerinin konumlamaya uyarlanması gerekir.
  • Her konumlama özveri gerektirir: Bir vakıf, yaptıklarında mükemmeliyete ulaşmak için, diğer yaklaşımlardaki veya diğer alanlardaki fırsatlardan vazgeçmelidir. Nelerin yapılmayacağına karar verilmesi önemlidir.
Strateji odaklanmayı gerektirir ama vakıflar genelde hem para hem de insan kaynaklarını çok geniş bir alana yayıyor. Vakıflar özgün değer yaratma yöntemlerinden yararlanmıyor. Farklı yaklaşımlarla toplumsal fayda sağlamaya da yeterince yönelmiyorlar.

Başarısızlık sert eleştiriyi getirir ama başarı yeterince ödüllendirilmez. Değerlendirmeler 3 başlıkta sıkıntılıdır:
  • paranın amaca uygun harcanması (çıktı) ölçülür, toplumsal etki (sonuç) ölçülmez
  • değerlendirmeyi, bundan fayda gören, bağış alıcılar yapar
  • değerlendirme tarafsızken bile münferit bağış alıcıları içerir, genel hissi veremez
Vakıflarda yeni gündeme uymak gerekir.
  • Konumlama başlangıç noktasıdır. Önemli olan sorunun önem derecesi değil, vakfın çözümdeki etkinliğidir.
  • Vakıf seçtiği finansman alanında daha önce yürütülen çalışmalardan ders alabilir.
  • Vakıf alanında en etkin değeri yaratmak için ihtiyaç duyacağı özgün güçleri belirler, edinir.
  • Vakıf amacına uygun ölçekte olmalıdır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder